“İnsanları buluşturmak, Dünya’yı birleştirmektir” PERYÖN Kongre – 2014

03-04-05 Kasım 2014 tarihlerinde 22.Peryön İnsan Yönetimi Kongresi gerçekleşti.

50’yi aşkın ana ve paralel oturumda, 100’e yakın konuşmacı, 2.500 den fazla insan yönetimi profesyoneli ile bir araya geldi.

4 Kasım akşamı, “İnsan Yönetimi Ödülleri”, uzun ve zorlu bir seçim sürecinin ardından 7’nci kez sahiplerini buldu.

Peryön, İnsan Yönetimi Dernekleri Dünya Federasyonu (WFPMA) tarafından düzenlenen, 2016 Dünya İnsan Yönetimi Kongresi’ne 19-21 Ekim 2016’da İstanbul’da ev sahipliği yapacak.  Dünya İK Yönetimi Kongresi’nin slogan cümlesi o kadar anlamlı ki bunun için de Peryön’ü kutlamak isterim.

“İnsanları buluşturmak, Dünya’yı birleştirmektir”

Geçen yıllarda olduğu bu yıl da Peryön’ün davetlisi olarak izlediğim kongre de bir kez daha Peryön’e ve gıyabında Peryön Genel Sekreteri Sn.Özlem Helvacı Kılıç’a teşekkür ederek yorum ve izlenimleri aktarmaya geçmek istiyorum 🙂

Son derece yoğun olan kongre programında ben, en çok ilgimi çeken sunumları dinlemeye çalıştım.

Liderlerin filozofik ve bilge olmaları isteniyor.

Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü; vizyoner liderin özelliklerinden bahsederek, Y Kuşağı ile çalışabilmenin püf noktalarını kendi hayat deneyimleri ile aktardı.

“Hikayeleri insanların gözlerinin içine bakarak anlatırsanız kazanırsınız. Sorun hatanın yapılması değildir önemli olan hataları toparlamak için ne yapıldığıdır. Liderlerin filozofik ve bilge olmaları isteniyor.”

Dördüncü çok doğru bir noktaya değindi. Çünkü artık liderlikte kabuk değiştiriyor. Yeniçağın liderliği içinde farklı dinamikleri gerektiriyor. İnsanlar daha derinlikli, idrakı ve meşrebi yüksek lider ihtiyacı içindeler. Bu nedenle önümüzde senelerin liderliği için sadece zihinsel ve duygusal zeka yeterli değil. Filozofik ve bilge liderlik için kişinin ruhsal zekasının farkında olması ve onu kullanması gerekiyor.

20141106_114326

En mükemmel İK’cıyı işe alabilirsiniz ama sistem/yapı onun farkında değilse, henüz böyle bir ihtiyacı tanımlamamışsa başarı zordur.

Sabancı Holding İK Grup Başkanı Neriman Ülsever’in moderasyonunu yaptığı “CEO’lar gözünden insan yönetimi” konulu oturumda ise, bir CEO insan kaynaklarından ne bekler, ik yol gösteren ya da takip eden midir veyahut vizyon sağlayan bir ekip üyesi, stratejik ortak mıdır? Bunların bazısı mıdır, hepsi midir? çerçevesinde fikir alış verişi yapıldı.

Neriman Ülsever’in konuşmasından çok etkilendiğimi söylemeliyim 🙂 Düzgün türkçesi, telaffuzu, konuya olan hakimiyeti ve moderasyonu çok başarılıydı. Ülsever, İK’nın organizasyonel kabiliyeti geliştirdiğini ve CEO’ların da İK’nın koçluğuna ihtiyaçları olduğunu, İK’nın da kendisini yetiştirmeye ihtiyacı olduğunu belirtti. Ülsever konuşmasına şöyle devam etti :

“İş hayatını yönetebilme yetkinlikleri tamamen tekniktir. Bıçak sırtında iş yaparız. Biz İK’nın bir masraf merkezi olduğunu biliriz ama aynı zamanda hedef noktası “insan” olduğu için daha duyarlı bir yaklaşımı beraber götürürüz. En mükemmel İK’cıyı işe alabilirsiniz ama sistem/yapı onun farkında değilse, henüz böyle bir ihtiyacı tanımlamamışsa başarı zordur.”

Neriman Ülsever’in bu düşüncesi son derece doğru. Önemli olan yeteneklerimizin uygun zeminlerde, uygun topraklarda yetişmesi ve yeşermesi. Yemyeşil bir fide olabiliriz ama uygun toprağa ekilmez isek, büyüyemeyiz. İnsanda böyle, yönetici de böyle…

 10805204_10202764478664069_402753320_n

Tanışma, Tanıştırma ve Tanınma Sanatı…

Bir başka zevkle dinlediğim sunumda Stratejik Network konusu ile Ertuğrul Belen oldu. Son derece enerjik ve zevkle dinlediğim bir sunumdu. Tanışma, Tanıştırma ve Tanınma Sanatı isimli kitabın yazarı olan Belen, hedeflere ulaşmada kurulacak olan network’ün stratejik öneminden ve gereğinden bahsetti. Çok güzel ipuçları verdi. Aklımda kalan en önemli şeylerden biri bir tablo yapın ve kiminle tanışmışsınız, sizi kim tanıştırmış ya da kendimiz mi tanışmışsınız, siz kimi kimle tanıştırmışsınız…vb. bunların hepsini yazın dedi 🙂 Ben de baktım düşündüm, çok sayıda insanla kendim tanışmışım, bir çok insanı ise başka insanlarla tanıştırmışım çoğunlukla. Kısacası gördüğüm fayda, edindiğim faydadan az! Bunu bi güzel fark etmemi sağladı. Öte yandan tanıştığımız kişiyle sonrasında nasıl bir cümle kurarak devam etmemiz gerektiğini aktardı. Bu cümleye “Asansör cümle” deniyormuş 🙂 Ben de bunu öğrenince sunumdan sonra Belen ile konuşurken, kendimi profesyonel iş kimliğimden ayrı tutarak ilk defa “yazar” kimliğimle tanıttım 🙂 Bu şevki verdiği için Ertuğrul Belen’e çok teşekkürler.

Doğru gerçeğin kişisel versiyonudur. Ne öğrendim, ne öğrettim? Sorulacak soru budur!

Ve tabiî ki tabiî ki her sene olduğu gibi biz doz şifa niyetine Fazıl Oral;

Onsuz olmazzzzz 🙂

Her zamanki gibi cesur, ikiyüzlülükleri piyasaya çıkaran, samimi ve yürekten bir konuşma yaptı Fazıl Oral. Konuşmasını her yıl bir stand-up izler gibi izliyoruz adeta. Aldığım bazı notlar şöyle;

“Hiyerarşinin olduğu yerden fikir çıkar mı? Organizasyonlar öğrenmek istiyorlarsa, diğer şirketlerin neyi yapmadığını, neyi yapamadığını öğrenmeliler. Koltuğuyla uyumlu insanları geliştirmekte fayda var. Kursların kölesi olmuşuz. Çocuklar her an başka bir kurstalar. Kurstan kursa koşuyorlar. Soft skills’i artık life skills’e çevirelim. Biz ne yapıyoruz ? 5 milyon dolarlık adama işe gelirken kart bastırıyoruz. Bende 40 yaşıma kadar egonun tuzağını düştüm. Kimse geribildirimden hoşlanmaz. Ben de hoşlanmazdım. Ancak her çatışma değerli bilgiler sunmaya hazırdır. Doğru gerçeğin kişisel versiyonudur. Ne öğrendim, ne öğrettim? Sorulacak soru budur!”

Kongrenin ikinci günü jüri üyeleri arasında yer aldığım İK Blog Ödülleri açıklandı.

İK Amatörü bloguyla Ali Cevat Ünsal ve banaisbul.com isimli bloguyla İbrahim Babadağı finalist olurken, İK Kulis isimli bloguyla Zuhal Aslan Çiftçi 2014 Peryön İK Blog Ödülü’nün sahibi oldu.

ik-blog-293x300

Kazanan, kazanmayan yarışan tüm blogları gönülden tebrik ederim 🙂

Öte yandan eğitimci bir İK profesyoneli olarak, Turkcell Akademi’nin eğitim alanındaki kullandığı teknolojileri paylaştığı meslektaşım Banu İşçi Sezen’i de dikkatle dinledim.

PwC Global İK Lideri Peter De Bley’in sunumunu da çok etkileyici buldum. De Bley, kurumların gelecekte nasıl faaliyet göstereceklerini, demografik değişimleri anlattı. İş hayatımızın nereye doğru gittiğini izlettiği bir video ile gösteren De Bley, CEO’ların yüzde 93’ünün yetenek stratejilerinin değişmesi gerektiğine inandıkları bilgisini verdi.  Mavi, Yeşil ve Turuncu dünyaları ve iş dinamiklerini, ik uygulamalarının şirketi hangi renk dünyaya daha çok yaklaştırdığını anlattı.  Ben, Dünya’daki ve ülkemizdeki İK Trendlerini keyifle dinledim.

İsteyenler buraya tıklayarak yarının insanların nasıl yönetileceğini daha detaylı şekilde okuyabilirler.

Not: Kongre boyunca anlık paylaşımlarımı Twitter’dan (#peryonkongre) yaptım. (BnuCakar) Okumak için tıklayın.

Not: Kongreye ait çektiğim fotoğraflara Facebook sayfamdan (BanuCakar) gözatabilirsiniz.

Yorum Yapılmamış

Yorum Yaz