İÇERİK Üretimi konusunu basit mi zannediyorsun?

İçerik üretimi ve dolayısıyla içerik pazarlaması işi bir anda çocuk oyuncağıymış gibi gözüküyor.

İçerik üretimi (sesli, görsel, yazılı her içerik) bu kadar kısaca geçilecek kadar basit midir?

İçerik pazarlaması ve aslında işin odağı olan içerik üretimi dahilinde sahip olmanız gereken en önemli şey kanımca ekiptir. Peki içeriği üretecek olan ekibin nelere sahip olması gerekir? Dolaylı yoldan, “içerik üretimi için ne lazım?”

Sen aşağıdakilerin hangilerine sahipsin?

1- Empati kurabilmek: Kendini okuyucunun/tüketicinin yerine koyabilir misin sevgili Abidin? Tüketicinin gülmeye mi, öğrenmeye mi, ihtiyaç gidermeye mi, boş zamanını değerlendirmeye mi, indirim yakalamaya mı ihtiyacı var? Komüniteni anlayabilir ve ona ihtiyacı olanı verebilir misin?

2-  Güncele referans verebilmek: Bugünün mizahı güncele referans verebilmek, verirken ise klişe olmamaktır. “Oğlum bak git” kalıbını kullanırken etrafındakiler yüzünü ekşitiyor mu? “X yapmasını iyi biliriz” dediğinde seni dinleyenler tuvalete mi koşuyor? Günceli takip edip, anlayabilecek kadar motive misin? Klişe hale geldiğini anlayabilecek kadar güncelin farkında mısın?

3- Birikim sahibi olmak: Bu madde de bir üstteki referans konusuna benziyor ancak bu sefer mesele güncellik değil. İçerikte bağlamı (context) oluştururken farklı disiplinlerden çapraz şekilde (sinema, müzik, spor, siyaset, kadın, erkek gibi gibi gibi) faydalanabilir misin? Bugüne kadar futbolcu kartları ve Cosmogirl dergileri ile beraber aslında neleri biriktirdin?

4-  Yaratıcı olmak: Yaratıcı olmanın milyon farklı tanımı var ve herkes kendine göre yaratıcıdır (öyle mi acaba?). Yaratıcı olmak -adı üzerinde- tanrıcılık oynamak, yoktan var etmektir. Görünmeyeni ortaya çıkarmak, düşünülmeyeni düşünmek, akla gelmeyeni getirmektir. Sen ne kadar yaratıcısın? Yoktan var edebilir misin?

5-  İstikrarlı olmak: Devamlı, devamlı ve hatta devamlı içerik üretmen, hem SEO açısından hem de takipçilerin gözünde güncel olman ve bu sırada kaliteyi bozmaman, sıkılmaman, “oldum” dememen lazım. Her gün tekrar dünyayı kurtarmaya, kafa patlatmaya, tatlı canını sıkmaya ve bazen de harcadığın emeğin karşılığını görememeye hazır mısın?

6- Sahiplenmek: İçerik üretimi masanın başına oturduğunda değil, oturmadığın zamanlarda gerçekleşir. Gün içinde yürürken (ayağına sakız yapıştığında), yemek yerken ya da yaparken(yemek tarifine ihtiyaç duyduğunda), tuvalette deterjan kutusunda yazanları okurken (kıyamet kopsa yapabileceğin bir şey olmadığında), kulağında kulaklık varken (kendini etrafından izole ettiğinde), yeni tanıştığın biriyle konuşurken (yeni dünyalar ile tanıştığında)…vb.Yani ancak her anında bir sonraki içerik hamlen, fikrin, planın aklına gelebiliyorsa ve notlar alabilecek kadar ciddiysen, işte o zaman o masaya oturduğunda bir şeyler çıkartabilirsin. Örneğin yemekten dönerken havada gördüğün helikopterden içerik çıkartabilecek kadar sahiplendin mi hiçbir projeni?

7- Uygulama (execution): En en en önemli ve aslında her şeyi kapsayıcı madde. Konuştuğun kadar iş yapıyor, içerik üretebiliyor musun? İş bitirici misin, hızlı ve etkili içerik üretebiliyor musun? Halledebiliyor musun, hatalarından ders alabiliyor musun? Planladığını harekete dökebiliyor musun, framework’ler senin köpeğin oluyor mu? İsteneni verebiliyor musun ve bazen de istenenin dışına çıkarak daha doğru olanı önerebilecek cesaretin var mı?

Bu maddeler uzar gider de, sen şimdi içerik üretimi konusunu hala basit mi zannediyorsun?

 

******

 

Kaynak: Yukarıdaki yazı, İnternet yayıncılığı, içerik yönetimi ve pazarlaması, yeni medya, dijital trendler, dijital iletişim uzmanı Batuhan Apaydın’ın kişisel blogundan alıntıdır.

 

Yorum Yapılmamış

Yorum Yaz